Geyikli Baba’nın
İzinde: Babasultan Köyü
Bursa’nın doğusunda, yeşilin en güzel tonlarına bürünen
dingin bir coğrafyada yer alan Babasultan köyü, geçmişin, inancın ve bir millet
olma şuurunun somutlaştığı tarihî bir bellektir. Adını, derin tasavvufî izler
bırakmış bir dervişten, Geyikli Baba’dan alan bu köy; hem fiziksel dokusuyla
hem de gündelik yaşamın içinde süreklilik arz eden ritüelleriyle onun manevî
etkisini taşımaya devam etmektedir.
Yerleşim yapısı, geleneksel Osmanlı kırsal planlamasının
izlerini taşır. Merkezde yer alan caminin etrafına kümelenmiş evler, dar
sokaklar ve ortak kullanım alanlarıyla örülü bu mimari düzen, bir topluluk olma
halini ve müşterek yaşama kültürünü yansıtır.
Köy halkı geçimini büyük ölçüde tarım ve hayvancılıkla
sağlamaktadır. Mevsimsel üretim döngülerine dayalı bu yaşam biçimi, doğanın
ritmiyle senkronize bir varoluş sunar. Ancak son yıllarda kentleşme baskısı,
genç nüfusun göçü ve üretim ilişkilerindeki dönüşüm, köyün nüfus yapısını etkilemiş;
geleneksel yaşam biçiminin dengelerini sarsmıştır. Buna rağmen Babasultan köyü,
hem somut mirasıyla (tarihî camisi, mezarlığı, taş çeşmeleri) hem de soyut
değerleriyle (efsaneler, halk inanışları, sözlü anlatımlar) dirençli bir
kültürel dokuyu yaşatmaktadır.
Bu kültürel sürekliliğin merkezinde, Osmanlı’nın kuruluş
devrinde iz bırakan gazi-derviş figürü Geyikli Baba yer alır. Vefâî tarikatına
mensup olduğu kabul edilen bu Türkmen şeyhinin menkıbesi, onu Azerbaycan’ın Hoy
bölgesinden müritleriyle birlikte Anadolu’ya getiren manevî bir göçle başlar.
Bu göç içsel bir irşad yolunun, doğayla bütünleşik bir tasavvuf anlayışının
Anadolu’ya taşınması anlamına gelir. Geyikli Baba’nın İnegöl civarına
yerleştiği ve bu bölgedeki manevî etkisini zamanla halka mal ettiği anlatılır.
1326 yılında gerçekleşen Bursa fethi sırasında, Geyikli
Baba’nın geyik sırtında savaş alanına indiği, elinde altmış okkalık kılıcıyla
Bizans askerlerine karşı yürüdüğü ve özellikle Kızıl Kilise bölgesinin
alınmasında etkili olduğu rivayet edilir. Bu anlatı, onu hem keramet sahibi hem
de savaşçı bir derviş olarak tanımlar. Geyikli Baba, Osmanlı’nın kuruluş
zihniyetindeki gazi-derviş tipinin ete kemiğe bürünmüş hâlidir; hem
zahirî cihadın hem de batınî arayışın temsilcisidir.
Kalenderî dervişlerin hayvan postlarıyla dolaşması nasıl
dünyevî kimliklerden soyunmayı simgeliyorsa, Geyikli Baba’nın geyiklerce
taşınması ve onlarla birlikte hareket etmesi de insanla doğa arasında kurulan
manevî ilişkinin bir yansımasıdır. Geyikler burada hem mürid hem de keramet
taşıyıcısıdır.
Bursa’nın fethinden sonra Orhan Gazi, Geyikli Baba’yla
tanışmak ister. Turgut Alp aracılığıyla iletilen bu davete Geyikli Baba önce
manevî zamanın üstünlüğünü vurgulayarak mesafeli yaklaşır; ardından kabul eder
ve Bursa Tophane mevkiindeki saraya sırtında bir çınar fidanı ile gelir. Bu
fidanı saray avlusuna dikerken şu ayeti okur: Allah, güzel bir sözü; kökü
yerde sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaca benzetmiştir. (İbrahim,
14/24). Bu ayet, Osmanlı Devleti’nin manevî temellerini kuran bir vizyonun
simgesine dönüşür. Çınar burada hem bir medeniyetin kök salışını hem de onun
göğe, yani hakikate, irfana ve adalete doğru yönelişini temsil eder.
Orhan Gazi, bu hizmeti karşılıksız bırakmak istemez ve
İnegöl’ü ikta olarak sunar. Ancak Geyikli Baba bu teklifi kabul etmez; Mülk
Allah’ındır, ehline verir. Biz ehli değiliz, diyerek yalnızca bir zaviye
yeri talep eder. Bu zaviye, bugün Babasultan köyü olarak bilinen yerleşimin çekirdeğini
oluşturur. Böylece dünya malına karşı zühdî bir duruş, mekânsal bir hafızaya
dönüşür.
Babasultan köyü, doğayla insanın, devletle maneviyatın,
halkla tasavvufun kesiştiği bir inanç coğrafyasıdır. Geyikli Baba hakkında
anlatılan menkıbeleriyle, türbesinin bahçesindeki çınarların gölgesinde edilen
dualarıyla, geleneksel mimarisiyle, hâlâ o eski zamanın izlerini taşır. Geyikli
Baba, Anadolu’nun taşra sufizmini doğaya yaslayan, zühdü halkla buluşturan,
kerameti irfanla harmanlayan bir yaşam felsefesinin adıdır. Bu miras, bize
yalnızca geçmişi anlatmaz; bugüne dair kaybettiğimiz değerleri de hatırlatır.