Eski Türk Kültüründe Demir Kazık Anlayışı: Mitolojik, Siyasi ve Şehircilik Boyutları
Demir Kazık Nedir?
Demir kazık, eski Türk inanç sistemine göre göğü yere bağlayan, evrenin merkezini simgeleyen ve bir topluluğun ya da devletin düzenini kuran kutsal bir nesnedir. Eski Türklerde kut inancıyla birlikte ortaya çıkan bu anlayış, hakanın ya da kağanın yeryüzündeki hâkimiyetinin Tanrı tarafından onaylandığını simgeler. Devletin ya da obanın kurulduğu yer, demir kazığın çakıldığı yerdir ve bu nokta, kozmik düzenin başladığı merkezdir.
Mitolojik Arka Planı
Göksel bağlantı: Demir kazık, gök ile yer arasında bir tür eksen (axis mundi) görevi görür. Bu anlayış Şamanizm'de de görülür; şamanlar göğe yolculuklarında dünyanın merkezine dikilmiş bu kutsal sütunu tırmanırlar.
Evrenin direği: Evrenin üç katmanlı yapısı (yer altı - yer yüzü - gök) arasında bir bağ kurar. Kazığın yeri sabittir ve bu nokta evrenin düzeninin başladığı yerdir.
Kağanın otoritesi: Demir kazığın çakıldığı yer, kağanın otağının ve merkez sarayının kurulduğu yerdir. Böylece fiziksel şehir planlaması da bu kutsal merkez etrafında gelişir.
Türk şehirlerinin merkezinde bulunan yığma tepe veya yükseltiler, bu demir kazık anlayışına benzetilir. Şehir planı kare biçimindedir ve dört yönü simgeler. Merkezdeki yükselti ise kağanın otağı veya kutlu merkezdir; bu da yine demir kazığın yerini çağrıştırır.
Siyasi hâkimiyetin sembolüdür: Hakanın egemenliğini Tanrı’dan aldığına inanılır ve bu egemenliğin yeryüzündeki temsili, demir kazık ile sabitlenmiştir. Devlet kurma ritüellerinde geçer: Yeni bir yurt kurulduğunda veya göç edilen yeni bir mekânda kazık çakma ritüeli yapılır. Bu, hem fiziksel hem metafizik bir sabitlemedir.
Örnek: Uygurların kurduğu Ordu-Balık, hem saray (ordu) hem şehir (balık) anlamlarını taşır. Bu şehirlerin merkezinde kurulan kutlu alan demir kazığın fiziksel izdüşümüdür.
Yani şehircilikte demir kazık, merkeziyetçi planlama ile göğe yönelme arzusunun mimari karşılığı hâline gelir.
Demir kazık, siyasi ve kutsal otoritenin temelini oluşturur. Eski Türklerde hükümdarlık yetkisi Tanrı’dan gelir. Bu yetkiye kut denir. Devlet nerede kurulacaksa, oraya kazık çakılır. Otağ, oraya kurulur. Yeni bir boy göç ettiğinde ya da yeni bir bey ortaya çıktığında kazık çakmak, egemenlik ilanıdır.
Törenle çakılan bu kazık: Yeri göğe bağlar, boyu toprağa bağlar, hakanı Tanrı’ya bağlar. Yani bu bir tür siyasi mihenk taşıdır.
Demir kazık kavramı, Orta Asya'dan Anadolu'ya taşınan şehircilik, yönetsel gelenek ve kozmolojik dünya görüşünün merkezi unsurudur. Yerleşim düzeninden devlet anlayışına, yön tayininden kutsallık tahayyülüne kadar çok katmanlı bir semboldür.