21 Haziran 2025 Cumartesi

Zeyniler Köyü Bursa Feride’nin Ayağının Değdiği Yer

 


Zeyniler Köyü Bursa Feride’nin Ayağının Değdiği Yer

Uludağ’ın eteklerinde, Bursa’nın Yıldırım ilçesine bağlı bir köy düşünün. Eski taş yolların kıvrılarak ulaştığı, çam ve kestane ağaçlarıyla çevrili küçük bir yerleşim burası. Bugün Teleferik Mahallesi’nden daha yukarıda, geçmişte ise yalnızca keçi yollarıyla varılan bu köy, Türk edebiyatında unutulmaz bir yere sahiptir. Çünkü burası, Reşat Nuri Güntekin’in kaleminden doğan Feride’nin Anadolu’daki ilk durağıdır. Romanın ve gerçek tarihin sayfalarında da bu köyün bir izi vardır.

Zeyniler, 19. yüzyılda Bursa’ya göç eden Ahıska Türkleri tarafından kurulmuştur. Ancak köyün adı daha da eskilere dayanır. Osmanlı’nın ilk dönemlerinde bu çevrede faaliyet gösteren Zeyniye Tarikatı’nın adı köye yansımıştır. Bu manevi hisler ve doğayla iç içe hâl, belki de Feride karakterine ruh kazandıran arka planı oluşturur.

Reşat Nuri Güntekin’in yolu Zeyniler’e 1917’de düşer. O yıllarda Bursa Erkek Lisesi’ne Fransızca öğretmeni olarak atanmış, aynı zamanda Işıklar Askerî Lisesi’nde de ders vermektedir. Gençtir, içinde kıpır kıpır bir gözlem isteği taşır. Kâh tiyatroya gider, kâh Bursa sokaklarını dolaşır. Derken bir gün, köyün üst taraflarında, halkın ‘‘Seyir Tepe’’ dediği yere varır. Elinde bir defter, gözünde uzaklara dalmış bir bakışla, çevredeki çocukların ilgisini çeker. Onların arasında ise biri farklıdır: Yedi sekiz yaşlarında, çevik, hazır cevap, dikkatli bir kız çocuğu. Adı Feride Özkaya’dır.

Reşat Nuri, onu bir ağaca tırmanmış hâlde görünce seslenir: “Çalıkuşu, düşeceksin, in aşağı.” Ve belki o an, edebiyatımızda Feride’nin ilk kıvılcımı çakar.

Bu karşılaşmanın gerçekliği, Feride Özkaya’nın yeğeninin yıllar sonra yaptığı anlatımla ortaya çıkar. Elbette Çalıkuşu karakteri yalnızca bu çocuğa indirgenemez; Feride, çok sayıda gözlem, duygu ve hayalin birleşiminden doğar. Ancak Zeyniler Köyü, bu hayalin ete kemiğe büründüğü yerdir. Romanın Feride’si, öğretmen olarak ilk tayinini bu köye alır. Okulsuz, yolsuz, yabancılara kapalı bir dağ köyünde, İstanbul terbiyesiyle yetişmiş bir genç kadının ayakta kalma çabası başlar. Feride’nin direnci, idealizmi ve yalnızlığı burada billurlaşır.

Zeyniler, romanda uzun bir bölümde anlatılmaz, fakat karakterin ruhsal çatısının örüldüğü en somut mekândır. Feride, burada şehirli yanıyla köylü gerçeklik arasında sıkışır. Ne tamamen dışlanır, ne tam anlamıyla kabul edilir. Öğretmenlik yaptığı kısa süre içinde bu yabancı coğrafyayla arasına bir bağ kurar, yalnız hayat onu başka yerlere sürükleyecektir.

Zeyniler bugün küçük bir mahalle olarak yaşamını sürdürüyor. Ancak tabelalarda hâlâ ‘‘Çalıkuşu Köyü’’ olarak anılır. Reşat Nuri’nin bıraktığı bu iz, yalnızca romanla sınırlı kalmamış, Bursa’nın kültürel kimliğine de sinmiştir.


Bir Kültürel Sembol Olarak Feride

Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu adlı romanındaki Feride karakteri, Cumhuriyet öncesi ve erken Cumhuriyet döneminde kadına biçilen rolleri hem taşıyan hem de bu rolleri aşmaya çalışan bir figür olarak karşımıza çıkar. Fransız mürebbiyelerle yetişmiş, şehirli, eğitimli, kültürlü bir kadın profili sunar. Aynı zamanda toplumsal geleneklerle, aile baskısıyla ve aşk ile meslek arasındaki çatışmalarla da mücadele eder. Bu çelişkili yapı, onu kültürel bir sembol hâline getirir. Kadınların Feride’yle özdeşleşmesi bu noktada anlam kazanır. Çünkü Feride hem tarihsel bağlamda modern kadın fikrinin bir yansımasıdır hem de bireysel seçimlerinin sorumluluğunu üstlenen bir karakter olarak dönemin kadın okurları üzerinde derin bir etki bırakmıştır.

Çalıkuşu lakabı ise doğrudan doğayla ilişkilidir. Bu isim; sürekli hareket hâlinde olan küçük bir kuştan gelir. Bu kuşun adı, dönemin halk anlatılarında da geçer ve genellikle özgürlüğüne düşkün, ele avuca sığmaz kişilikler için kullanılır. Feride’ye bu ismin verilmesi, onun toplumsal kalıplara uymayan mizacını anlatmak için kültürel olarak oldukça yerindedir.

İlginç olan ise, bu karakterle yalnızca kadınların değil, erkeklerin de zaman zaman özdeşleşmesidir. Bu durum ilk bakışta şaşırtıcı gibi görünse de, aslında oldukça yapıcı ve kültürel açıdan dikkat çekici bir özelliktir. Erkeklerin Çalıkuşu kimliğini benimsemeleri, kalıplaşmış erkeklik normlarının dışında bir hassasiyet geliştirdiklerini gösterir. Bu hassasiyet, eril iktidar anlayışına yaslanmadan da güçlü olunabileceğini düşünen, bireysel duruşa değer veren bir bakış açısına işaret eder.

Toplumun uzun süre erkeklere yüklediği güçlü, duygusuz, kararlı ve sessiz kalıpları, Çalıkuşu’nda kendini gören erkekler kırmış olur. Onlar için Feride’nin içsel çatışmaları, kararsızlıkları, duygularını bastırmadan yaşayabilmesi bir örnek teşkil eder. Bu özdeşleşme, kültürel kodlarla da hesaplaştığını gösterir.

Bu anlamda Feride’yle özdeşleşen erkek figürü, bireyci, özgürlükçü ve hassas bir duruşun temsilcisi olarak okunabilir. Çalıkuşu ismi onlar için bir lakaptan öte, alternatif bir yaşam tarzının, farklı bir kişilik yapısının sembolüne dönüşür. Bu da hem edebiyatın gücünü hem de toplumsal dönüşümün birey üzerindeki etkisini ortaya koyar.







Zeyniler Köyünün Tarihi

Zeyniler, Bursa’nın doğusunda, Uludağ’ın eteklerine yaslanmış eski bir yerleşim yeridir. Bugün idari olarak Yıldırım ilçesine bağlı bir mahalle statüsünde olsa da, geçmişte köy niteliği taşıyan bu yerleşim, hem doğal yapısı hem de tarihsel izleriyle dikkat çeker.

Köyün adı, Zeyniyye Tarikatı ile bağlantılıdır. Bu tarikat, 14. yüzyılda yaşamış olan Zeynüddin Hafi’nin kurduğu, tasavvufi çizgisi Halvetiyye ile benzerlik taşıyan bir yapıya sahiptir. Osmanlı’nın ilk dönemlerinden itibaren özellikle Batı Anadolu’da ve Bursa civarında etkili olmuştur. Zeyniler adı da büyük olasılıkla bu tarikata mensup dervişlerin ya da müritlerin bu bölgede yerleşik hâle gelmesiyle anılmaya başlanmıştır. Böylece köyün adı, dini ve kültürel bir geçmişin taşıyıcısı olmuştur.

Zeyniler’in bugün yaşayan halkının önemli bir kısmı Ahıska Türkleri’dir. Ahıska Türkleri, 19. yüzyılda Çarlık Rusyası’nın Kafkasya’ya yönelik baskıcı politikaları sonucunda Osmanlı topraklarına göç etmek zorunda kalmışlardır. Bu göç dalgasının bir bölümü de Bursa’ya ulaşmış, yerleşim için Uludağ’ın eteklerinde stratejik ve tarıma elverişli yerler tercih edilmiştir. Zeyniler de bu tercihlerden biridir. Ahıska Türkleri burada hem tarım ve hayvancılıkla uğraşmış, hem de kültürel geleneklerini yaşatarak köyün sosyal dokusunu oluşturmuştur.

Köy, uzun yıllar boyunca dışa kapalı, doğayla uyumlu bir yaşam sürmüştür. Geçmişte ulaşım zordur, yollar dardır. Ancak bu zorluklar, köyün kendi içine dönük kültürel yapısını güçlendirmiştir. Aile bağları kuvvetli, komşuluk ilişkileri sıkıdır. Düğünler, bayramlar, cemiyetler geleneksel Ahıska örflerine uygun biçimde sürdürülmüştür. Bugün bile Zeyniler’de halkın bir kısmı bu gelenekleri yaşatmaya devam eder.

Cumhuriyet döneminde köy, eğitimle ve okulla daha sıkı ilişki kurmaya başlamıştır. Özellikle 20. yüzyılın ortalarında Bursa ile bağlantı yollarının iyileşmesiyle birlikte şehirle daha yakın bir ilişki kurulmuştur. Ancak yine de Zeyniler, Uludağ’ın doğasına yaslanmış, dinginliğini ve içtenliğini koruyan nadir yerlerden biri olmaya devam etmektedir.

 












 

 

Zeyniler Köyü Bursa Feride’nin Ayağının Değdiği Yer

  Zeyniler Köyü Bursa Feride’nin Ayağının Değdiği Yer Uludağ’ın eteklerinde, Bursa’nın Yıldırım ilçesine bağlı bir köy düşünün. Eski taş y...