Can Dündar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Can Dündar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Eylül 2025 Pazar

Can Dündar’ın kaleme aldığı Sarı Zeybek: Atatürk’ün Son 300 Günü



Can Dündar’ın kaleme aldığı Sarı Zeybek: Atatürk’ün Son 300 Günü, hem kitap hem de belgesel olarak hazırlanmış; Atatürk’ün 1937 sonlarından 10 Kasım 1938’e kadar geçen son bir yılını belgeler, tanıklıklar ve anılar ışığında anlatan duygu yüklü bir eserdir. Bu çalışmada Atatürk’ün giderek ağırlaşan hastalığı, yanlış teşhisler yüzünden geciken tedavi süreci, buna rağmen Hatay meselesi gibi kritik devlet işlerini bırakmaması, sofralarını bir danışma meclisi gibi kullanışı ve çevresiyle kurduğu ince ilişkiler aktarılır. Kitap, bir liderin siyasal portresini olduğu kadar, yaşama çocukça bir inatla tutunan insani yönünü de ortaya koyar. Atatürk’ün yalnızlığı, zarafeti, halkla kurduğu bağ ve ölümüne rağmen ardında bıraktığı "hoş sada", belgesel tadında, yalın ama çarpıcı bir üslupla sunulur. Türkiye’de en çok izlenen Atatürk belgesellerinden biri olan filmle birlikte yayımlanan kitap, farklı dillere çevrilmiş; hem tarihî bir kaynak hem de hüzünlü bir anı kitabı olmuştur.

Hasan Rıza Soyak’ın aktardığına göre Atatürk, 8 Kasım 1938 günü ağır bir fenalaşma yaşamış, defalarca "Saat kaç?" diye sormuş, zaman zaman da kelimeleri bulmakta zorlanmıştır. Hekimler ve yakınları yanında iken, bir ara başını çevirip duyduğu ya da hissettiği görünmez bir selamı karşılar gibi "Aleykümselam" demiştir.

Bundan kısa bir süre sonra, 8 Kasım Salı akşamı saat 19.00’da yapılan üçüncü ponksiyonun ardından ikinci ağır komaya girmiştir. Bu komadan çıkamamış ve 10 Kasım sabahı 09.05’te hayata veda etmiştir.

Not: İnsanlar, gazetelerin armağan olarak verdiği kitapları bile sahaflara satabiliyor. İlk bakışta bu, insani açıdan tuhaf görünüyor; çünkü hediye edilen, üstelik çok değerli bir kitabı para karşılığında elden çıkarmak bize garip geliyor. Fakat öte yandan, bu olumsuz gibi görünen davranışın güzel bir sonucu da var: Kitap, sahaf aracılığıyla kitapseverlerle buluşuyor. İşte ben de bu sayede kitaba ulaştım. Belgeselinde yer almayan ayrıntıları okuduğum için mutluyum.
Kitap okumalı günler dilerim sizlere.
 

6 Eylül 2025 Cumartesi

Sarı Zeybek Kitabından / Can Dündar

Bunalıyorum çocuk, çok bunalıyorum. Burada sanki bir mahpus hayatı sürüyorum. Çünkü gündüzleri ekseriye yalnızım; herkes kendi işinde gücünde. Benimse çoğu günler, bırak bütün günü, bir saatimi bile dolduracak işim olmuyor. Hâl böyle olunca ya uyuyabilirsem uyuyorum yahut bir şeyler yazacağım. Arada sırada  dinlenmek ve hava almak ihtiyacını duyarsam şehir içinde ya da dışında ancak otomobiller ile gezintiler yapacağım. Ya sonra? Sonra yine bu hapishaneye döneceğim. Ve kendi kendime bilardo oynayıp sofra zamanını bekleyeceğim. Bari sofrada bir değişiklik olsa! Ama ne mümkün… Bu sofra nerede kurulursa kurulsun, karşımda aşağı yukarı aynı insanlar... aynı yüzler... Hasılı bıktım, usandım çocuk.

(Mustafa Kemal Atatürk’ün, Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak’a içini dökerken söylediği sözlerdir.)

Kara Kentin Kahkahası

Ah Tanrım, ne solgun diye mırıldanırdı papaz acı çekiyor gibi görünen şu kadının kahkahası Çoktan yanıp kül olmuş kara kentin iti kopuğu...