Kitaptan birkaç alıntı:
''Yazı ne kadar saydam olursa şiirsellik o kadar çok kendini gösterir.''
''Mutluluğun iyi edemediğini iyileştirecek ilaç yoktur.''
''İnançsızlık, inançtan daha dayanıklıydı çünkü duygularla besleniyordu.''
''Düşman bizim yanılgılarımızdan çok zekâmızdan yararlanır.''
Gabrıel Garcia Marquez'in Aşk ve Öbür Cinler adlı romanıyla buradayım.
Marquez çalıştığı gazetenin onu görevlendirmesiyle yıkılan bir kiliseden çıkan mezarlara bakmak ve belki bir haber değerinde öykü bulabilmek için kazı yerine gider. Burada açığa çıkan bir kız çocuğu iskeletinin başı yazarı etkiler. Gazetede ilk yazısını yazar ve sonra Aşk ve Öbür Cinler adlı romanını yazmaya başlar. Gördüğü çocuk iskeletinin başındaki saçlar 22 metre on bir santim uzunluğundadır.
Kitabın konusu doğduğu andan itibaren sevilmeyen bir kız çocuğunun anne-babası tarafından ötekileştirilmesiyle ilgilidir. Sierva Maria on iki yaşında bir kız çocuğu olmasına rağmen bir gün bile ait olduğu evinde kalamaz. Onun yaşadığı ve vaktinin çoğunu geçirdiği kişiler zenci kölelerdir. Ailesi tarafından unutulan ve istenmeyen Sierva bu kadar sevgisizliğin ve ilgisizliğin içinde kendine zenci kölelerin arasında bir sığınak bulmuş.
Çocuğun kuduz bir köpek tarafından ayağı ısırılınca yanlarında uyuduğu ve çoğunlukla vaktini geçirdiği zenci köleler ona bir ilaç içiriyorlar. Sierva belki bundan dolayı kudurarak ölmekten korunuyor belki de onun hastalanmamasının sebebi Tanrı'nın Sierva'ya sunduğu bir hediyedir.
Ama gelin görün ki Sierva Maria'nın ayağının bir köpek tarafından ısırıldığını pek çok kişi duymuştur. Birçok saçma tedavi yöntemleri uygulanır. Çocuk en sonunda piskoposun emriyle bir manastıra kapatılır.
Roman çok üzücü ilerliyor. Sierva'nın içine cin girdiğinden şüphelenen piskopos ve rahibeler ona işkence ederler. Cin çıkarmakla görevli olan kişinin ismi Cayetona'dır. Bu rahip küçük kıza ilgi duymaya başlar. Kızın da rahipten başka sığınacak hiçbir dostu yoktur.
Kitapta din adamlarının her şeyin üstünde oldukları bir dönem anlatılmaktadır. Hurafelere inanış toplumun her katmanında görülmektedir. Piskoposa karşı çıkmak mümkün değildir.
